Katal Tokur Güvercin Irkı
Katal Tokur Güvercin Irkı Tarihçesi : Denizli’nin kısa yüzlü ikinci yerel güvercin ırkı Tokur güvercinleridir. Denizli Azmanı kadar yaygın ve tanınmış değildirler. Denizli’nin genç yetiştiricileri de onları yeterince bilmemektedir. 2020 yılının ilk aylarında birinci yarışması planlanan Tokur güvercinlerinin ilk tanıtma çalışmaları 2000 yılında tarafımdan üç çift Tokur ile Denizli Güvercinleri web sayfasında başlatılmış olup çok az sayıda olmaları nedeniyle günümüze kadar yalnızca sergilerde boy gösterebilmişlerdir. Sergiler yalnızca kendi Tokurlarımla yapılırdı. Kısacası yakın tarihe kadar yarışacak birey ve yetiştirici sayısına ulaşamamışlardır. Oysa geçmişte durum böyle değildi. Irkın bilinen en eski yetiştiricilerinden Günbek Mehmet, Çakalcı Gültekin, Borsacı Nevzat, Postacı Şeref, Tokur Mehmet Ali, Halil Sevil ve Semerci Nazmi gibi ustalar son 25-30 yıl içinde hayatlarını kaybettiler. Onlarla birlikte Tokurlar da unutulmaya ve kaybolmaya yüz tuttular. Çünkü o yıllarda İstanbul Bangoları Denizli’de popüler durumdaydı. Ben adı geçen eski yetiştiricilerin tamamını tanıdım ve kuşlarını gördüm. Onlar kendilerinden önceki ustaların en ünlülerini şöyle sayarlardı: Üzümcü Ali, Ellez Baki, Agam Şükrü, Hamamcı Hasan. Bu isimler tahminen yüzyılın başlarında Tokur yetiştiren kişilerdi. Tokurları son yetiştiren usta Semerci Nazmi komşumdu. Ömrünün son yıllarında sayıları 44 olan kuşlarının tamamını 2005 yılında istediği fiyattan satın aldım. Yaklaşık on yıl sonra yani 2014-2015 yıllarında sayıları artan Tokurları Denizli içinde dağıtmaya başladım. O günlere kadar benden başka toplu yetiştiricisi yoktu. Tamamı Tokurlardan oluşan bir kümes veya bir isim gösterilemezdi. Bugün var olan orijinal Tokurların tamamı emek verdiğim kuşlarımdan çoğalmadır. Bu sebeple orjinal Tokurları ve melezleri çok kolay ayırabilmekteyim.
Üreterek çoğalttığım Tokurları Denizli’de dağıtmaya başlamamla birlikte popüler oldular ve hemen ardından melezlemeler başladı. Melezlemelerde Boncuri, Enice, Bulgar Taklacı Kısa Yüzlüsü, Güneydoğu Kısa Yüzlüleri ve African Owl ırkları çoklukla kullanıldılar. Halen melezlemeler devam etmektedir. Zaten az sayıda olan orijinal Tokurlar melezlemeler sebebiyle ırkın devamı bakımından tehlike altına girmiş durumdadırlar. Tokur ırkına maddi kazanımlar için yaklaşanların sayısı ırkın orijinal devamlılığını isteyenlerden ne yazıkki daha fazla sayıdadır.
Tokurlara en yakın güvercin ırkı Kosova’da görülebilir. Kosova ve Denizli’nin güçlü tarihi ilişkileri tespit edilmiş durumdadır. Denizli’nin yerel dört güvercin ırkına ve Denizli Horozu’nun çok yakın bir benzerine asırlar içinde bazı farklılıklar oluşmasına rağmen Kosova’da ulaşılabilmektedir. Osmanlı Devleti’nin balkanlara Türk ırkını iskan politikası çerçevesinde 1466-1486 yılları arasında Denizli bölgesinden yerleşimcilerin ve canlı hayvanlarının göç ettiğini biliyoruz. Aradaki farklılıklara bir örnek olması amacıyla güvercinlerden ayrı olarak Denizli ve Kosova Horozlarını gösterebiliriz. Kosova Horozları uzun ötmelerine rağmen Denizli Horozları kadar davudi yani kalın ötüşlü değildir, ince öterler ayrıca renkleri Denizli Horozları kadar çeşitli ve canlı değildir. Güvercinlerde de bunlara benzer bazı farklıklar vardır. Özetle söyleyecek olursak Türk iskanı yıllarında taşınan güvercinlerin içinde Tokurların olması bu ırkımızın ne kadar eski ve köklü olduğuna dair önemli bir bilgidir.

FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ: Tokurların ilk bilinmesi gereken özelikleri düz renkli oluşlarıdır. Arap, Gök, Gümüş, Mor, Dağlı gibi renkler en eski bilenen renklerdir. Bu renkler parlak değildir, mattırlar. Renklerin sönük, antik olanları orjinaldirler. Bu renklerin üzerinde sinek adı verilen siyah çilcikler olması istenir. Çilciklerden başka farklı renklerde tüyler de beğenilir, istenir. Beyaz renk ve beyazlıklar kesinlikle olmamalıdır. Hiçbir şekilde kabul edilmezler. Düz renklerden başka baştan kuyruğa doğru ağaran Çakallar da beğenilir. Geçmişte var olan Karaçakallar, Dağlıçakallar ve Gökçakallar bugün tükenmiş durumdadırlar. Kırmızı ve Sarıçakalları halen az da olsa görebilmekteyiz. Sinek veya farklı tüylerin Çakallarda da olması istenir. Çakallar doğduklarında düz renklidirler, zamanla kuyruğa doğru renkleri ağarır. Asıl renklerine yaklaşık bir yaşında ulaşırlar. Geçmişte Çakallar ve Denizli Azmanları eş yapılarak Azmanlara renk verme çalışmaları yapılırdı. Sarıkuyruk veya Kırmızıciba gibi renklere sahip Azmanlar elde edilirdi. Tokurlar azaldığı için günümüzde bu tarz çalışmalar yapılmamaktadır. Renk çalışmalarında Çakallardan başka diğer renkler kullanılmazdı. Özellikle gaganın beyaz kalması istenirdi, siyah gagalı Azman istenmezdi. Elde edilen yavrulara Yerli adlandırması yapılmazdı. Doğal olarak yetiştiriciler zaten böyle kuşları bilir, tanırdı. Kısacası eski yetiştiriciler günümüzden daha bilinçliydiler.
Tokur güvercinlerinin boyunları kısa ve kalın, göğüsleri dışarıdadır. Kanatlarını kuyruk üzerinde taşır. Kuyrukları dardır, sopa kuyrukludurlar. Öterken kuyruklarını asılarak sürümezler. Hokka gibi dik bir duruşları vardır. Bal rengi tabir edilen gözlere sahiptirler. Gözler kuşun asli rengine göre veya atalarının gövde rengini işaret verecek şekilde koyulaşıp açılabilir. Asla sarı, kırmızı, beyaz, siyah gözlü değildirler. Kalın burunludurlar. Dişilerde ve erkeklerde burun üzeri tamamen beyaz köpüklüdür. Kalın burun arasından yere bakan küçük ve kıvrık gagaları olmalıdır. Ele alındıklarında sıkı ve dolu olduklarını hissettirirler. Gözleri iri, sulu, patlak, yırtık olmaz. Gaga çizgisi gözün ortasına doğru gelmelidir ve göze yakın olmalıdır. Kafaları yuvarlakçadır, köşeli veya üstü düz değildir. Yüz sivri veya uzun olmaz. Alınları öne çıkık değildir. Yapıları ince veya minyon olmaz. Tokurlarda gül, gül izi, tepe, paça, tozluk görülmez. Parmakları kısa ve kalıncadır. Bacakları da kısadır.
UÇUŞ ÖZELLİKLERİ: Tokurlar en fazla orta havaya kadar çıkan uçucudurlar. Çok uzun süre havada kalmaya istekli değildirler ancak kümes üzerinde çok alçak seviyede dakikalarca dar turlar atmayı severler. Kırık verildiğinde (pırıltı gösterildiğinde) sanki tura devam edecek gibi üzerinizden geçmekte olan Tokurların ani bir dönüşle iniverdiğine tanık olursunuz. Arka arkaya uçuma elverişlidirler. Uçurmadığınız zamanlarda bile kendiliklerinden gruplar halinde kalkarlar ve keyifli kısa uçuşlar yaparlar. Grup oluşturarak düz uçarlar.
KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ: Bahçenizde veya terasınızda dolaşan Tokurlar grup oluşturarak birlikte hareket ederler, aralarından ayrılan göremezsiniz. Eşlerine ve yuvalarına çok bağlıdırlar. Eşinden ayrılan bir Tokura kısa zamanda yeni bir eş temin etmek zorundasınızdır. Zira boşluk döneminde ummadığınız hareketler görebilirsiniz. Eşlerinden ayrılanlar veya yeri değiştirilenler küsme eğilimine girebilirler. Aylarca bazen yıllarca ötmedikleri, eşlenmedikleri görülebilir. Evi değişen Tokurların küsmeye girmemesi için şaşırtma adı verilen karanlıkta bekletme ve aynı mekanda sık kümes değiştirme uygulamaları yapılır. Tokurlar kendi yavrularına bakabilen bir ırktır. Yuvasını savunmak için sert kavgalara girişebilir. Sadakat duyguları gelişmiştir. Yuvalarına bir an önce dönmek için çaba gösterirler.
SONUÇ: Günümüzde çıraklığı yaşanmadan yapılmakta olan Tokur yetiştiriciliği maalesef hatalarla doludur. Irkın milli bir değer olduğu göz ardı edilmekte ve bu nadide ırka yalnızca maddiyat beklentileriyle yaklaşılmaktadır. Denizli Azmanı’nda olduğu gibi Tokur yarışması da melezleme yapanlar tarafından daha yarışma başlamadan sabote edilmekte, böylelikle orijinal soyların yol almasının önüne geçilmektedir. Irk güzelliği yarışmaları Tokurlar için son derece gereklidir. Yetiştiriciler hangi yolda olduklarını ancak bu yolla görebileceklerdir. Bununla beraber uçum ve salım özelliklerini yarışmalarda test etmek bu dönemde doğru değildir. Öncelikle ırkın özelliğini taşıyan bireylerin sayısı hızla arttırılmalıdır. Tokur’a gerçekten gönül verenlerin sayısının arttığını da gözlüyorum. Böyle kişilere elimden gelen desteği vermekten geri durmuyorum. Tokur güvercinleri doğru bir ırktır ve doğru yetiştiricilerle yüzyıllar öncesinden gelen özellikleri korunarak gerektiği gibi var olmaları tekrar sağlanmalıdır.
İskender Damgacı tarafından bir dergi için yazılmıştır.
İskender Damgacı – Ocak 2020
Denizli Güvercin Evi Derneği ve Ladik Güvercin Kültürü Derneği Hakemi